DEPREM!..

17 Ağustos 1999 depreminde, Allah bu millete çok net bir mesaj verdi.Mesaj şuydu: 'Aklınızı başınıza alın ve sağlam yapılar yapın. Rant içeren imar yasalarından uzak durun'.

Mesaj bu kadar açık ve netti.Bizler bu mesajı aldık mı? Yani ülke olarak  depreme ne kadar hazırlıklıyız?
17 Ağustos depreminde binlerce insanımızı toprağa verdik ve malesef gerekli dersleri hala da çıkarmış değiliz.Yakın zamanda burnumuzun dibinde İstanbul'un Kartal ilçesinde bir bina çöktü.Sonuç 21 kişinin canına mal oldu.

Onlarca da yaralı var.Bir Mimar ve bir inşaat teknikeri tutuklandı.Akla gelen soru,kamu görevlileri nerede? Bir önceki yazımda belirtmiştim.Kartal'da çöken binanın bilirkişi raporunda, kaçak 3 katın yapıldığı ve zemin katta kolonların kesildiği tespit edilmiş.
Sevgili arkadaşlarım,İstanbul , deprem fay hatları üzerinde  bulunmaktadır.Uzmanlar yakın zamanda kaçınılmaz bir depremle karşı karşıya kalabileceğimizi ve dilim söylemeye varmasa da binlerce insanımızın ölebileceğini  söylüyorlar.
 Özellikle belediyeler, seminerler, konferanslar, toplantılar vs.gibi halkı bilinçlendirecek  aktiviteler düzenlemeliler. Kent, kentleşme, rekreasyon alanların kullanımını içeren konuları ele almalılar.

Bana kızmayın lütfen ama toplum olarak bu konularda çok bilgisiz ve duyarsızız.Geçenlerde bir okuyucum: 'Murat bey yazılarınızı takip ediyorum ancak, çok sade yazılar yazıyorsunuz. Mimar olmanız hasebiyle  biraz daha elit, teknik konuların yoğun olarak ele alındığı yazıları açıkçası sizden beklerdim' dedi. Haklı olabilir. Fakat, her fırsatta acaba bir kaçak kat daha yapabilir miyim?  Belediyeyi uyandırmadan imar  kurallarını nasıl alt üst edebilirim? Düşüncesinde olan bir topluma ne kadar elit yazılar yazılabilir açıkçası merak ediyorum. Birbirimizi eleştirmek zorundayız. Kent, kentleşme, imar, kanun, nizam gibi terimlerin hiçbiri umrunda olmayan, tek hedefi daha fazla ve daha kısa yoldan para kazanmak olan insanlara oturup saatlerce, günlerce elit yazılar yazsam ne ifade edecek.
Tüm belediyeler  başta olmak üzere devletin tüm kurumlarının kaçak yapılaşmaya karşı asla taviz vermemeleri gerekir.Aksi halde taviz tavizi doğurur ve Allah korusun bir 17 Ağustos daha yaşayabiliriz.Oy , makam, mevkii uğruna kaçak yapılara göz yuman her kim olursa olsun şunu bilsin ki, insanların canı ile oynamaktalar.

İstanbul'un tüm semtlerinde yaklaşan yerel seçimleri fırsat bilen müteahhitler kaçak yapıları hız kesmeden malesef yapmaya devam ediyorlar. Hangi partiden olduklarına bakılmaksızın, bu yapılara göz yuman belediyeler hakkında gerekli hukuki işlemler yapılmalıdır.
Hayatında tek ideali para kazanmak olan ve bunun için insan hayatlarını hiçe sayıp, kaçak yapılar yapan,  yaptıran,  göz yuman her kim olursa olsun hesabı sorulmalı ve en ağır cezalara çarptırılmalılar...

DEPREM ÖLDÜRMEZ , BİNA ÖLDÜRÜR!

Kalın sağlıcakla...